Kopya Eserleri - Vincent van Gogh

Sonraki Sayfa

 

Vincent van Gogh'un 1887 ile 1890 arasında ünlü ressamların eserlerinden yaptığı kopyalar, sanatında önemli bir yer teşkil eder.

 

Van Gogh, Anvers yıllarında eserlerinde fazlasıyla etkisi olacak Japon ahşap baskılarla tanışmıştı. Vurgulu konturlar, tek renkten oluşan düz alanlar ve perspektif efektler gibi resim hilelerini kullanarak renkli kopyalar yapmıştı. Onun Japon ahşap baskıları taklitten öte özgün yapıtlara dönüşüyordu.

 

Japon sanatının büyük üstadı ve çağdaşı Utagawa Hiroshige’den (1797-1858) esinlenerek bir çok eser ortaya koydu. Hiroshige’den farklı olarak onun yumuşak renk uygulamasının tersini kullanıyordu. Boyaları kalın kalın kullanması özgünlüğünü gösteriyordu. Üstelik kopya resimlerinde boyutlarla oynayarak çerçeveyi genişletmiş ve anlamını bilmediği Japon harfleri eklemişti. Kısacası Van Gogh, kendine örnek aldığı malzemeyi geçerli akımlarla kaynaştırarak kendi süzgecinden geçirerek Avrupalılaştırmıştı.

 

Van Gogh, 1889’da kendi isteğiyle yattığı Saint-Paul akıl hastanesindeki uzun kış ayları boyunca resim konusu bulmak için çabalamıştı. Hastanede kendi resimlerini ve kopyalar yaparak zaman geçiriyordu.

 

Kardeşi Theo’nun Paris’ten gönderdiği siyah-beyaz taş baskıları, reprodüksiyonları ve ahşap baskıları kullanarak Rembrandt van Rijn (1606-1669), Eugène Delacroix (1798-1863) ve Jean-François Millet (1814-1875) gibi ressamların yapıtlarını renkli tablolara dönüştürmüştü. Van Gogh'un çok fazla etkilendiği Millet'nin eserleri bu kopyalar içinde önemli bir yer tutmaktaydı. Millet’nin köylü figürlerindeki olağanüstü yalınlık, Van Gogh’u çok etkilemişti. 1889 sonbaharıyla 1890 ilkbaharı arasında, Millet’den esinlenerek yirmiden fazla resim yapmıştı.

 

Bu çalışmalar ne birer kopya ne de orijinallerin versiyonuydu. Sanatçının kendi koleksiyonunun önemli parçalarını oluşturuyordu. Klinikte kapalı kalması ve model bulmakta zorlanması Van Gogh’un bu alana meyletmesine neden olmuştur.

 

Van Gogh kopyaların amacını kardeşi Theo’ya mektuplarında şöyle açıklar:

 

“Kopyalar yapmanın olağanüstü ilgimi çektiğine seni temin edebilirim; şimdilik hiçbir modelim olmadığı için, figürü gözden kaçırmamamı sağlayacaktır.”

 

“Bunların hepsini, en azından oymabaskıları ve gravürleri edinmek hoşuma gider. İhtiyaç duyduğum bir çalışma çünkü öğrenmek istiyorum. Kopya yapma eski sistem olabilir ama bu kesinlikle beni hiç rahatsız etmiyor.”

 

“Delacroix'nın ya da Millet'nin siyah-beyazını ya da onlardan yapılmış şeyi önüme bir konu olarak koyuyorum. Ardından haliyle tamamen olmasa bile kendimce üstüne doğaçlama boya sürüyorum ama onların tablolarından akılda kalanları gözeterek - aklımda kalan hali, doğru olmasa bile aynı duyarlılığı taşıyan belirsiz renk uyumu ise kendi yorumum.

 

Bir sürü kişi kopya yapmıyor. Başka bir sürü kişi ise kopya yapıyor - bana gelince, tesadüfen koyulduğum bu işi öğretici, daha da önemlisi bazen avutucu buluyorum.

 

İşte o zaman fırçam parmakların arasında sanki keman üstündeki bir yaymış gibi ve kesinlikle kendi keyfime göre oynuyor.”

 

Saint-Rémy-de-Provence, Cuma 20 Eylül ya da dolayları, 1889 Theo van Gogh’a

 

Van Gogh’un Jean-François Millet, Eugène Delacroix, Rembrandt van Rijn, Honoré Daumier, Gustave Doré, Émile Bernard, Virginie Demont Breton, Jacob Jordaens, Utagawa Hiroshige ve Keisai Eisen kopyalarından örnekleri ve bu çalışmalara ilişkin mektuplarında yer alan kendi yorumları sunulmuştur.

 

 

Jean-François Millet kopyaları

Jean-François Millet kopyalarına dair Willemien van Gogh, Anthon van Rappard, Emile Bernard ve Theo’ya mektuplarında Van Gogh şöyle der:

 

 

Angelus; Millet, 1857/1859 - Van Gogh, 1880

 

“Bu tabloları Durand-Ruel'in galerisinde gördüm. Orada Millet'den en az 25, Michel'den aynı sayıda, Dupré, Corot ve bütün diğer sanatçılardan bir sürü oymabaskı var; hepsi parça başına 1 frank. Bu sahiden baştan çıkarıcı. Millet'den birkaç tane edinmekten kendimi alamadım: Angelus tablosunun kalan son üç oymabaskısını aldım ve fırsat çıkar çıkmaz, kardeşimin eline bir tanesi geçecek tabii ki.”

Paris, Salı 28 Mart 1876 Theo van Gogh'a

 

“Ama Millet'nin aynı alacakaranlığı, aynı sonsuz duyguyu yansıtan Angelus tablosu veya Breton'un Luxembourg'daki o tek başına duran figürü ya da İlkbahar tablosu bence aynı ölçüde ulvidir.”

Nuenen, Perşembe 2 Ekim 1884 Theo van Gogh'a

 

“Yani, dün Millet'nin Angelus tablosuna yarım milyon frangı aşkın para ödenmesine karşın, Millet'nin ruhundan geçenleri daha fazla ruhun hissedeceğini sanma sakın. Yahut orta sınıf insanlarının ya da işçilerin sözgelimi Millet'nin Angelus tablosundan yapılmış taşbaskısını evlerine koyacağını sanma sakın. Halen Bretanya'da köylüler arasında çalışan ressamların bu sayede daha fazla teşvik göreceğini, Millet'yi her zaman kuşatan kara açlığı daha az çekeceğini, hepsinden önemlisi daha fazla cesaret bulacağını sanma sakın.”

Saint-Rémy-de-Provence, Salı 2 Temmuz 1889 Willemien van Gogh'a

 

Tarla Uğraşları; Millet, 1853 - Van Gogh, 1889

 

“Bu kış bir sürü ağaç baskısı topladım. Senin Millet resimlerin çeşitli başka örneklerle zenginleşti ve ağaç baskıları vesaireden oluşan servetinin, yanımdayken kısır kalmadığını göreceksin. Şimdi elimde Millet'nin yaptığı ya da Millet'den yapılan 24 ağaç baskı var, Tarla uğraşları dizisi de dahil. Ama asıl önemlisi benim çizmem ve her şey buna hizmet etmeli.”

Brüksel, Cumartesi 2 Nisan 1881 Theo van Gogh'a

 

“Halen elimde Millet'nin Tarla uğraşları dizisindeki on resimden yedisinin kopyası var.

 

Kopyalar yapmanın olağanüstü ilgimi çektiğine seni temin edebilirim; şimdilik hiçbir modelim olmadığı için, figürü gözden kaçırmamamı sağlayacaktır.

 

Dahası, kendim ya da başka biri için bir stüdyo dekorasyonu ortaya çıkaracaktır.

 

Ekici ve Kazıcılar tablolarının kopyalarını da yapmak isterim.

 

Kazıcıların çiziminden çekilmiş bir fotoğrafı var.

 

Ve Durand-Ruel'in galerisinde bulunan Ekici tablosundan Lerat'nın yaptığı oymabaskı.

 

Karlar altında tırmık bulunan tarla aynı oymabaskılar arasında. Bir de Günün dört vakti, gravürler koleksiyonunda örnekleri var.

 

Bunların hepsini, en azından oymabaskıları ve gravürleri edinmek hoşuma gider.”

 

“Tarla uğraşları renk bakımından büründüğü efekte şaşıracaksın, onun çok özel bir dizisi bu.”

 

“Bugün Koyun kırkan adamı eflatundan sarıya uzanan bir renk skalasında yapmayı denedim. Bunlar küçük tuvaller, yaklaşık 5 numaralı.”

 

“Mektubunda çalışma dışında asla bir şey yapmadığımı söylüyorsun, hayır, doğru değil bu; kendim çalışmamdan çok ama çok hoşnutsuzum ve beni teselli eden tek şey tecrübeli insanların on yıl hiç karşılık beklemeden resim yapmak gerektiğini söylemesi. Ama benim yaptığım şey, sadece başarıya ulaşmayan talihsiz etütlerle on yıl geçirmek. Şimdi daha iyi bir dönem gelebilir ama figür çalışmasını güçlendirmem ve Delacroix'yı, Millet'yi çok yakından inceleyerek belleğimi tazelemem gerekir. Ardından çizimimi halletmeye çalışacağım. Evet, her işte bir hayır vardır, insana çalışmak için bir kez daha fırsat verir.”

 

“Millet röprodüksiyonlarını okullarda görmeyi çok isterim; bence sırf iyi şeyleri görmekle ressamlığa yönelen çocuklar çıkacaktır.”

Saint-Rémy-de-Provence, Cuma 20 Eylül ya da dolayları, 1889 Theo van Gogh'a

 

Toprağı Kazan İki Köylü; Millet, 1866 - Van Gogh, 1899

 

“Millet'in Kazıcılar çizimini Schmidt'in evinde bulduğum bir Braun fotoğrafına bakarak çizdim; bunu bana Angelus fotoğrafıyla birlikte ödünç vermişti. Bir şeyler yaptığımı görebilmesi için, her iki çizimi de Peder'e gönderdim.”

Brüksel, Pazartesi 1 Kasım 1880 Theo van Gogh'a

 

Çoban; Millet, 1830/1875 - Van Gogh, 1889

 

“Millet'nin Kazıcılar oymabaskısına, Albrecht Dürer'in bir gravürüne, en başta da bizzat Millet'nin Çoban kız adlı büyük ağaç baskısına bakıldığında, böyle bir konturla nelerin ifade edilebileceği tam anlamıyla görülür.

 

Senin de dediğin gibi, o zaman insan "Hep kendi bildiğim yolda gidersem, hep yapmayı isteyeceğim şey işte bu" gibi bir duyguya kapılır. Ağzına sağlık, dostum, adam gibi bir söz.”

Lahey, Cuma 15 Haziran ya da dolayları, 1883 Anthon van Rappard'a

 

“Bir başka, daha da çarpıcı örnek ise, Millet'nin Çoban Kız adlı tahta oyma gravürü. Sen geçen yıl göstermiştin onu bana, o gün bu gündür aklımdan çıkmadı. Ayrıca, Ostade'ın, Köylü Bruegel'in filan çini mürekkepli çizimleri de var...”

Lahey, Pazar 31 Temmuz 1882 Theo van Gogh 'a

 

Tohum Serpen Adam; Millet, 1850 - Van Gogh, 1890

Tohum Serpen Adam; Millet, 1865 - Van Gogh, 1888

 

“İşte sana bir ekici taslağı.

 

Sürülmüş toprak keseklerinin bulunduğu geniş tarla, çoğunlukla baştan aşağı mor.

 

Azıcık kızıla çalan toprakboya tonunda bir sarıya bürünmüş olgun buğdayla kaplı tarla.

 

Krom sarısı 1 rengindeki gökyüzü neredeyse güneş kadar parlak, güneş de biraz beyaz karışmış krom sarısı 1 renginde, göğün geri kalan kısmı krom sarısı 1 ve 2 karışımı renkte, yani çok sarı.

 

Ekicinin önlüğü mavi, pantolonu ise beyaz. Kare 25 numaralı tuval. Toprakta birçok sarı tekrarı, morun sarıyla karışmasından kaynaklanan nötr tonlar var ama rengin doğruluğunu pek de umursayacak durumda değildim. Naif alınarak resimlerini, dolu, kar, yağmur ve güzel havanın son derece ilkel bir tarzda sunulduğu eski almanaklarındaki resimleri yapmak daha iyi. Anquetin'in Hasat tablosunu o kadar iyi yapmasını sağlayan tarzda.

 

Kırsal alandan tiksinmediğimi senden saklamıyorum - orada büyüdüğüm için, geçmişteki anılardan kesitler, ekicinin, buğday demetinin simgelediği sonsuza dönük özlemler beni hâlâ eskisi gibi büyülüyor.”

Arles, Salı 19 Haziran ya da dolayları 1888 Emile Bernard'a

 

Sabah. Çalışmaya Giderken; Millet, 1857/1858 - Van Gogh, 1890

Öğle Molası; Millet, 1866 - Van Gogh, 1890

Gün Sonu; Millet, 1865/1870 - Van Gogh, 1890

Akşam; Millet, 1867 - Van Gogh, 1889

 

“Sevgili Theo,

 

Elime olabildiğince çabuk geçmesine ihtiyaç duyduğum boyaların bir listesini gönderiyorum ilişikte.

 

O Millet'leri göndermekle beni çok sevindirdin, şevkle çalışıyorum üzerlerinde. Sanatsal şeyleri hiç görmemekten dolayı güçsüzleşme yolundaydım; bu iş beni canlandırıyor. Akşam resmini bitirdim, 30 numaralı tuvallere yaptığım Kazıcılar ve ceketini giyen adam ile daha küçük tuvale yaptığım Ekici üzerindeki çalışmam sürüyor. Akşam bir menekşeler ve yumuşak eflatunlar yelpazesi içinde, lambadan gelen ışık soluk yeşilimsi sarı, ateşin ışıltısı turuncu ve adam kırmızı toprakboya. Göreceksin. Bana öyle geliyor ki bu Millet çizimlerine bakarak resim yapmak, kopya etmekten ziyade başka bir dile çevirmeye benziyor. Bunların dışında bir yağmur sahnesi ve ulu çamların yer aldığı bir akşam sahnesi var elimde.”

Saint-Rémy-de-Provence, Pazar 3 Kasım ya da dolayları, 1889 Theo van Gogh'a

 

Karla Kaplı Tarlada Tapan; Millet, 1862 - Van Gogh, 1890

İlk Adım; Millet, 1858/1866 - Van Gogh, 1890

 

“Sevgili Theo,

 

Son mektubun için teşekkürler, Wil'in kırıklığını atlatmış olmasını ve söylediğinden daha ciddi bir durum olmamasını umarım. Az önce ulaşan tuval ve boya paketi için de çok teşekkürler. Hava dışarıda çalışmama elverince, kafamdaki resimler için yeterince konu var.

 

Millet'nin Akşam tablosundan kopya hakkında söylediklerin beni sevindirdi. Konuya daha kafa yordukça, Millet'nin yağlı boyayla yapmaya zaman bulamadığı şeylerin röprodüksiyonlarını çıkarmanın haklı sebebe dayandığı yolundaki kanım daha da güçleniyor. Yani, onun çizimleri ya da gravürleri üzerinde çalışmak, sırf kopya etmekten ibaret basit bir iş değil. Daha ziyade ışık-gölge ve beyaz-siyah etkilerini başka bir dile, renklerin diline çevirmektir. Lavieille'in gravürlerine dayanan diğer üç "günün vakti" çizimini bu şekilde daha yeni bitirdim. Epey zamanımı aldı ve bana bir sürü sorun çıkardı. Bu yaz zaten Tarla uğraşları yaptığımı biliyorsun. Bu röprodüksiyonları bir gün göreceksin - henüz göndermememin sebebi, ilk başta belirttiklerime nazaran daha fazla el yordamıyla yapılmış olmaları ama Günün vakitleri için gayet işime yaradılar. İleride, kim bilir, belki onların taşbaskılarını yaparım. Bay Lauzet'nin onlar hakkında ne söyleyeceğini merak ediyorum. Son üçünün kurumaları en az bir ayı daha bulur; ama eline geçtiğinde, Millet'ye dönük en derin ve samimi hayranlıkla yapıldıklarını açıkça göreceksin. Yani, günün birinde eleştirilseler ya da kopya diye küçümsenseler bile, Millet'nin eserlerini sıradan kitle için daha erişilir kılmaya çalışmanın haklı gerekçeye dayandığı hakikati azalmayacaktır.”

 

“Bu hafta Millet'nin "Karla kaplı tarla" ve "İlk adımlar" çizimlerine diğerleriyle aynı formatta başlayacağım. Böylece bir dizi oluşturan altı tuval olacak; "Günün vakitleri" çizimlerinin son üçü üzerinde, rengi hesaplamaya epey kafa yararak çalıştığıma seni temin ederim.”

 

“Daumier'nin Ayyaşlar ve Régamey'nin Islahevi çizimleri, resim halinde yapmayı düşündüğüm şeyler. Onları gravürler arasında bulacaksın. Şimdilik Millet'lerle meşgulüm; maksadım üzerinde çalışılacak şeylerde hiç eksiklik çekmeyeceğimi belirtmek. Yani, yarı yarıya içeri tıkılsam bile, uzun bir süre oyalanabileceğim.”

Saint-Rémy-de-Provence, Pazartesi 13 Ocak ya da dolayları, 1890 Theo van Gogh'a

 

Başak Toplayanlar; Millet, 1857 - Van Gogh, 1890

 

“Sevgili Theo,

 

Şimdiye kadar sana yazamadım ama şu günlerde kendimi biraz daha iyi hissedince, yaş günün vesilesiyle sana, karına ve çocuğunuza mutlu bir yıl dilemeyi geciktirmek istemedim. Öte yandan, sana gönderdiğim çeşitli tabloları, bana gösterdiğin bütün iyiliklere teşekkürlerimle kabul et lütfen; zira sen olmasan son derece mutsuz olurdum.

 

Öncelikle Millet'den yapılmış tuvaller bulunduğunu göreceksin. Bunlar herkesçe görülmek üzere yapılmadığından, belki günün birinde kız kardeşlerimize hediye olarak verirsin. Ama iyi bulduklarını ilk elde kendin için ayırmalısın; dilediğin kadarını al, hepsi kesinlikle sana ait. Şu sıralarda bulabilirsen, kopyalarını yapmam için eski ve modern sanatçılara ait başka bazı şeyleri bana göndermelisin.”

Saint- Rémy-de-Provence, Salı 29 Nisan 1890 Theo van Gogh'a

 

“Kabul ediyorum ki kimi kez bir şeyi görebilmek için ona az çok inanmak gerekiyor. Şimdi, ben, kendi payıma, Millet'nin birtakım işlerini -diyelim ki -TERCÜME etmeyi sürdürmek niyetinde olsaydım, o zaman -kimilerinin beni eleştirmelerini engellemek için değil çünkü onlara hiç aldırmıyorum; ama kopyalar ürettiğimi iddia ederek yaptığım işi ya da içinde bulunduğum durumu zorlaştırmalarını önlemek için -sanatçılar arasında Russell ve Gauguin gibi kişilere gereksinmem olurdu işi sonuna dek götürmek ve ortaya ciddi bir şeyler çıkarabilmek için. Örnekse, senin gönderdiğin Millet'lere -ki çok iyi bir seçim yapmışsın- bakarak resim yapmak konusunda bir tür vicdan azabı duyuyorum. Bu yüzden fotoğrafları aldığım gibi hiç düşünmeden Russell'a gönderdim ki üstünde uzun uzun düşünmeden onları görmeyeyim. Daha önceden yaptıklarım üstünde senin ve birkaç başka kişinin fikrini almadan bunları yapmak istemiyorum. Böyle yapmazsam vicdanım rahat etmeyecek, yaptığımın konu hırsızlığı kapsamına girmesinden korkuyorum. Şimdi değilse bile, birkaç ay içinde yaptığımın yararı konusunda Russell'ın gerçek ve açık fikrini öğrenmeye çalışacağım. Her ne olursa olsun Russell duyguları çabuk uyarılan bir insan; sinirleniyor, kızıyor ve doğru şeyler söylüyor. Benim de kimi kez buna gereksinmem var. Biliyorsun, Meryem Ana'yı öylesine göz kamaştırıcı buldum ki, ona bakmayı göze alamadım. Birdenbire "henüz olmaz" gibisinden bir duygu doğdu içimde. Şu sıralar hastalığım dolayısıyla çok duyarlıyım, böylesi başyapıtlar söz konusu olduğunda bu "tercüme"leri sürdürecek gücü bulamıyorum kendimde bu günlerde. Şimdi elimde olan ve istediğim gibi ilerlemeyen Tohum Saçan Adam üstündeki çalışmayı da durdurdum. Hastayken, bu çalışmayı sürdürüp sürdürmeme konusunu epeyce düşündüm gene de, resim yaptığım zaman, sükûnetle yaptığımı da... Yakında, bitmiş olan beş altı tuvali gönderdiğimde sen de göreceksin bunu.”

Saint-Rémy-de-Provence, Cumartesi 1 Şubat 1890 Theo van Gogh'a

 

 

Sonraki Sayfa